On-Air
İk Notları
COVID-19 Döneminde İş Yeri Stresini Yönetme
Mart ayı itibari ile önce hijyen ürünlerinin stoklanması, ardından yiyecek ve tıbbi maskelerin erişiminde yaşanan sıkıntı ve sonrasında global olarak alınan önlemler kapsamında getirilen sokağa çıkma yasakları tüm dünyanın geçtiği yeni dünya düzeninin habercisi oldu. Pandeminin bir sonucu olarak, birçok işletme kapılarını kapatırken, bu durum ülkeler özelindeki işsizlik oranlarında da çarpıcı bir artışa yol açtı.Faaliyet gösteren işletmeler ve çalışanlar ise yeni çalışma düzenlemelerine uyum sağlamanın getirdiği birçok stresle baş edebilmek için şirketlerinin insan kaynakları birimlerine her zamankinden daha çok ihtiyaç duymaya başladılar.
Peki İK profesyonelleri iş yerindeki stresin yönetimi konusunda çalışanlarına nasıl destek olabilirler?
Peki İK profesyonelleri iş yerindeki stresin yönetimi konusunda çalışanlarına nasıl destek olabilirler?
- Öncelikle pandemi sırasında çalışanlarınızın yaşadıkları stresi yönetmelerine yardımcı olmak için yapabileceğiniz en öncelikli şey iletişim kurmaktır. Onların sosyal haklar, izin politikaları, evden çalışma veya sunduğunuz diğer yardım programları hakkında soruları olduğunda kiminle iletişime geçeceklerini bilmelerini sağlamak, genel işyeri kaygısını ve COVID-19 ile ilgili iş streslerini azaltmada anahtar olacaktır.
- Pandemiye ilişkin stres yönetimi planlarınızı, e-posta, şirket içi haber bültenleri gibi duyurularla aktarmanız da yine faydalı olacak aksiyonlar arasında yer alıyor.
- Evden çalışma, sınırlı mahremiyet, sevdiklerimizin sağlığı ile ilgili endişeler, işyerlerimizdeki aciliyetle birleşiyor. Çalışanlar kişisel hayatlarını işlerinden ayırmazlar ise bu onların tükenme olasılığını artıracak. Bununla mücadele etmek içinse İK birimlerinin, çalışanların mesai saatleri dışında olup olmadığına saygı gösterilerek bu konuda açık direktifler yayınlanabilir.
- Çalışanlarınıza uzaktan çalışmaya alışmaları için ipuçları vermenin yanı sıra, yöneticilerin uzaktan çalışan ekip arkadaşlarına mentorluk ve destek sağlamaları da oldukça etkili olacaktır.
- İş yeri güvenliği en büyük önceliğiniz olmalıdır. Hastaneler söz konusu olduğunda, bu sorumluluk, daha geniş rollerinin bir parçası olarak güvenliği denetleyen idari personele düşebilir. Ancak tıbbi tesislerin dışında, güvenlik genellikle İK'nın sorumluluğundadır. Bu noktada yüksek temas alanlarının düzenli olarak dezenfekte edilmesini sağlamanız gerekecektir. Kuruluşlar (hastaneler dışındaki) hijyen ürünleri ve maskeleri sağlamakla yükümlü olmamakla birlikte, özellikle yaş veya sağlık nedeniyle bulaşma riski yüksekse, çalışanlarınızın maske kullanımı zorunlu olmalıdır.
- COVID-19 oldukça bulaşıcıdır ve bazı çalışanlarınızın hastalanması çok olasıdır. Mevcut sağlık kılavuzları, enfekte olanların kendilerini ailelerinden, arkadaşlarından ve hatta evcil hayvanlarından tamamen ayırmalarını ve son semptomlarından sonra yedi gün karantinada kalmalarını önerdiğinden, bu durum, çalışanlar yalnızca hafif semptomlar yaşasa bile işle ilgili strese neden olacaktır. Hastalanan aile üyeleri sürekli bakıma ihtiyaç duyabilir, bu da çalışanların, hasta olmasalar bile onlara bakmak ve ebeveynlik görevlerini yerine getirmek için izin almaları gerekebileceği anlamına gelir. Bu noktada çalışanlarınız kendilerini iyi hissetmiyorlarsa ya da COVID-19 semptomları sergiliyorlarsa evde kalmaları gerekir. Diğer yandan çalışanlarınız izin alma konusunda endişeliyse onların kendilerini rahat hissedebileceği bir iletişim kurmalarını sağlamak son derece yararlı olacaktır. Çalışanların uzaktan çalışmasına izin vermek, kuruluşunuzun statükoyu korumaktan çok çalışan sağlığına değer verdiğini gösterir. gösterebilir.
- İK her sorunu çözemeyebilir, bu sizlerden beklenmemelidir, ancak devam eden iletişiminiz ve desteğiniz, çalışanlarınızın bu pandemide yollarını bulmalarına yardımcı olmak için paha biçilmez olacaktır. İş stresi için desteğe sahip olduklarını hissederlerse, krizin geri kalanıyla yüzleşmek için kendilerini daha donanımlı hissedeceklerdir.