Sosyal ağlar şirket itibarını zedeler mi?
Makaleler
Makaleler
Sosyal Ağlar ve İşyerinde İtibar Riski
Deloitte LLP 2009 Etik & İşyeri Araştırması sonuçları:
Online sosyal ağların hayret verici artışı, insanların birbirleriyle iletişim, fikir paylaşma ve bilgi yayma stillerini değiştiriyor. Bu gelişmiş "bağlanırlık" dünyası profesyonel ve özel hayat arasındaki çizgiyi hızla bulanıklaştırıyor.
Bu yeni iletişim araçları, tarafsızlık ve açıklık özellikleri ile büyük fırsatlar yaratmasının yanı sıra, kişileri etik çıkmazlara sürükleyebiliyor ve iş dünyasında da birçok markayı korunmasız ve savunmasız bırakabiliyor.
Deloitte LLP'nin 2009 Etik & İşyeri Araştırması gösteriyor ki, sosyal ağlarla bağlantılı olarak şirketler için itibar riski ortaya çıkıyor. Araştırmaya katılan Amerikalı çalışanların %74'ü Facebook, Twitter ve YouTube gibi siteler kullanılarak bir markanın itibarına zarar verilmesinin çok kolay olduğunu belirttiler.
Organizasyonlar, çalışanların kendilerini ifade ettikleri bu tarz sitelerde itibar kaybı riski düşüncesiyle boğuşuyorlar. Bu sırada, büyük global markalar hakkındaki haberler markaların kendi çalışanlarının online aktiviteleri tarafından darbe alıyor. Önerilen ise, bu tarz konular hakkında yapılan tartışmaların en yüksek liderlik seviyesine taşınması. Şaşırtıcı olan şu ki araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin sadece %15'i bu konuyu yönetim kurulu toplantısında ele almayı gerekli görüyor. Ancak bunun yanında, %58'i de ele alınacak kadar önemli bir konu olduğu hususunda hem fikir. Kaldı ki, araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin yalnızca %17'si işyerlerinde sosyal ağların sebep olabileceği riskleri azaltacak programlar uyguluyor. Bu durum devam ettikçe, kullanım ve erişim konusunda farklı fikirler de ortaya çıkıyor. Üst düzey yöneticilerin %60'ı çalışanların kendilerini ve organizasyonlarını nasıl tanımladıklarını "bilme hakkı'na sahip olduğunu düşünüyor. %53'ü ise "sosyal ağların işvereni ilgilendirmediği" görüşünde. Gerçekte, araştırmaya katılan çalışanların neredeyse 1/3'ü, online ortamda yaptıkları yorumlar konusunda patronlarının ne düşüneceğini umursamıyor.
Peki iş liderleri bu konuda neler yapmalılar? Bu sorunun aslında kolay bir cevabı var: İşyerinde bu konuda kural koymak ve protokolleri belirlemek. Ancak sanal gerçeklik ortamında açık ve net olarak belirlenen işyeri kurallarının bile araştırmaya katılan çalışanların neredeyse yarısını oluşturan bölümün davranışlarını değiştirmelerine yetmeyeceği de ortada. Bu yüzden, bu tarz online toplulukların yol açtığı itibar kaybı riskini azalmanın yolu, kültür değerler ve organizasyonda etik anlayışının oluşturulması. Bu değerleri güçlendirerek iş liderleri, sosyal ağ ortamlarında iyi karar verme sürecini cesaretlendirme fırsatını yakalayabilirler.
Diğerleri