Aytekin Yıldız, Bel Karper Ülke Müdürü
Söyleşiler
Söyleşiler
-Öncelikle bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme öğrencisi olduğunuz yıllardan, Ülke Müdürlüğü’ne uzanan iş yaşamınız nasıl şekillendi?
Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünden 1997 yılında mezun oldum. Ancak iş hayatına girişim mezuniyetten daha önce başladı. Üniversiteson sınıftayken Sabancı HoldingDanone ortaklığı olan DanoneSA’dan teklif aldım ve Nisan ayında finans departmanında uzman olarak tam zamanlı iş hayatına başladım.
Danone’nin Türkiye pazarına ilk kez giriş yaptığı ve finansal olarak oldukça büyük miktarda bir yatırımıbu pazar için ayırdığı, çok hareketli bir dönemdi. Finans departmanı olarak küçük bir ekiple tüm finansal altyapıyı oluşturduk ve eş zamanlı olarak operasyona çok güçlü destek veren önemli bir iş ortağı haline geldik. Aynı dönem satış departmanıylaçok yoğun bir şekilde fiyatlandırma stratejileri, pazarlama departmanıyla yeni ürün lansman planları ve karlılık analizleri gibi çalışmalar yaptım.Bu süreçte şirketimiz çok önemli bir lokal firma olan Tikveşli’yi satın aldı.İlgili operasyonun Finansman Sorumlusu olarak yaklaşık 1.5 yıl gibi kısa bir sürede terfi aldım. Bunun hayatımdaki önemli tecrübelerden birisi olduğunu söylemeliyim çünkü tamamen lokal bir operasyon ve organizasyonun çok uluslu bir yapıya taşınması zorlu ama bir o kadar da öğretici bir süreç oldu benim için.
Takip eden süreçte Finans ve İş geliştirme bölümünde farklı rollerde çalıştım ki bunlardan biri de şirket iş süreçlerinin iyileştirilmesi üzerineydi. Bu görevde Danone’den gelen bir danışmanla yaklaşık 1 yıl süren bir çalışma sonucunda şirketin iş akışlarını yeniden düzenleyip ’’GroupeDanone’’ iş modeline uyumlu hale getirdik ve tüm şirket çalışanlarına kendileriyle ilgili alanlarda eğitimler verdik. Proje şirketteki tüm fonksiyonların işleyişini görmek ve global iş modeline uygun olarak dönüşümlerini gerçekleştirmek açısından benim için çok iyi bir tecrübe oldu. Paris merkez ofis tarafından da yakın bir şekilde takip edilen bu projeden sonra 2002 yılında GroupDanone bünyesinde çalışmak üzere Paris’e transfer oldum.
İlgili dönemde kariyerim için önemli bir katkısı olduğunu düşündüğüm Sabancı Holding Yetenek Havuzu programından ise kısaca bahsetmek isterim. Programa, Holding bünyesindeki şirketlerden katılan adaylar uzun mülakatlar sonucunda seçilebiliyordu. Yaklaşık 2 yıl boyunca ülkenin tanınan eğitimcilerinden yönetimsel ve kişisel gelişim alanlarında yoğun eğitimler aldık. Bu benim için ikinci bir okul oldu diyebilirim.
Yurtdışında bulunduğum 8 yıl süresince Group Danone ve Group Bel bünyesinde çalıştım. Danone’da globalSAP (ERP) proje ekibinde yeraldım. Bu süre boyunca ekip olarakyaklaşık 30 ülkeninproje kurulumundan sorumlu olarak çalıştık. Sonrasında Danonegenel merkezde Finansal Planlama ve Analiz Müdürüolarak görev aldım. Bu pozisyon bana üst yönetimle çalışma, onların beklentilerini anlama ve global stratejileri öğrenme imkanı sundu. Sonraki rolüm ise yine Danone’daGlobal ARGE Finansal Kontrolörü oldu. Bu görevde bulunduğum süre boyunca hem ülkelerin AR-GE bütçelerini yönetme hem de hangi ülkelere ve markalara yatırım yapılması gerektiği konusunda AR-GE Liderlerine destek verme şansım oldu. Danone’da ki son pozisyonum grubun en büyük iş birimi olan DanoneWaters Fransa’da Grup Müdürlüğü oldu. 2009 yılında Grup Finansal Kontrolörü olarak Grup Bel bünyesinekatıldım. Fransa’nın oldukça prestijli FMCG şirketlerinden biri olan ve Lavache qui kiri, Babybel, Kiri, Boursin gibi dünyaca ünlü markalara sahip olan BEL Grup’ta üst yönetimle yakın çalışma fırsatım oldu ve 1 yıl gibi kısa bir sürede BEL gruba finans alanında süreçlerini iyileştirmek, grup nezdinde bütçe yapım süresinin kısaltılması, merkezle bölgeler arasındaki finansal bilgi akış ve koordinasyonu güçlendirmek, sabit giderlerin takibinin yapılması ve raporlanması, markaların karlılık analizlerinin yapılması gibi konularda önemli katkılar sundum.
Daha sonra Türkiye’ye dönerek BEL Türkiye’de Finans,IT,İK ve satınalmadan sorumlu CFO olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık 4 yıllık süreçte Fransız Genel Müdürümle birlikteBel Türkiye’nin iş planları, ticari ve endüstriyel stratejilerinin belirlenmesi, uygulanması ve şirketinkarlı bir yapıya dönüşmesinde önemli görevler üstlendim.Yine bu süreçte Bel Türkiye’nin yeniden yapılandırılması, İK süreçlerinin oluşturulması, yeni yeteneklerin şirket bünyesine katılması, finansal yapının sağlamlaştırılması, süreçlerin iyileştirilmesi ve finansal kontrolün yerleştirilmesi gibi konuları yönettim. Bu rol benim için çok uluslu bir şirketin yeni girdiği bir pazarda nasıl başarıya ulaştırılacağı ve hangi yönetim modeliyle bu başarının geleceği noktasında çok zengin bir deneyim kaynağı oldu. Şirketimiz belirlenen planlar çerçevesinde 2013 yılında karlı bir yapıya dönüştü.
2014 yıl ortasında ise Bel Türkiye Ülke Müdürü olarak görev yapmaya başladım. 17 yılı aşan kariyer hayatımda finans, iş geliştirme, İK, satınalma gibi alanlarda hem global hem de ülkelerarası düzeyde çok çeşitli roller üstlendim ve aldığım her rolden yeni bir şey öğrenerek Ülke Müdürlüğü rolüne gelmiş oldum.
Fransa’da yaşadığınız uzun yılların ardından, son 5 yıldır Bel Karper bünyesinde başarılarınızı devam ettirdiğinizi görüyoruz. Dışarıdan Bel Karper’i takip eden profesyoneller adına size sormak istiyoruz; Bel Karper nasıl bir şirket?
Bel Karperlokal ve global markalarının gücünü yavaş yavaş piyasaya yansıtmaya başlamış, son yıllarda yaptığı yeniden yapılandırma sonucu bünyesine çok uluslu farklı FMCG şirketlerinden yetenekleri katmış, hem kendisi hem de organizasyonu ve çalışanları zaman içinde büyüyen keyifli bir firmadır. Çalışanlarımızın işlerini büyük bir tutkuyla yaptığı, yalnızca kendi alanlarında değil başka fonksiyonlara da dokunabildikleri multi-task bir kültürümüz var.
- Son yıllarda İnsan Kaynakları uygulamaları anlamında sizce Türkiye’de neler değişti? Bundan sonra özellikle bu alanda neleri değiştirmek ya da geliştirmek istersiniz?
Uzun yıllar yurtdışında çalışmış birisi olarak Türkiye’de İK ‘yı iki döneme ayırabilirim. İlk dönem 2000’li yılların başına kadar ki İK eşittir personel yönetimi ve özlük işleri olan ve İK’nın aslında dönüştürücü gücünü ve mevcut iş ve operasyona olan etkisini pek fazla keşfetmediğimiz bir dönem. İkinci dönem ise son 10 yılda ülkemize gelen yabancı menşeli şirketlerinde artmasıyla hayatımıza daha çok etki eden ve iş ortağına dönüşen bir İK dönemi. Yurtdışıyla karşılaştırdığımda ülkemizde hala alınacak mesafeler olsa da doğru bir hedef üzerinde ilerlediğimizi söyleyebilirim. Bundan sonrası içinse hala yetenek yönetimi, çalışan gelişimi,yetenekleri şirket bünyesinde tutma programlarıgibi konularda gelişim devam etmeli. Özellikle orta kademe yöneticileri daha donanımlıve katma değerli hale getirmek içn gelişim programlarının uygulanması gerektiğini düşünüyorum Bununla birlikte şirket kültürlerini özellikle Y kuşağınında varlığını dikkate alarak gözden geçirmek ve adapte etmek gerekiyor. Şunu unutmamak gerekiyor ki bugün tüm büyük firmalar sistem ve teknik altyapılarını üst seviyede geliştirmiş durumda.Farkı yaratan büyük oranda çalışanlar dolayısıyla onların mutluluğu ve performansı çok önemli. Bu da İK’ya önemli bir misyonyüklüyor.
- Kendi motivasyonunuzu tazelemek adına nelerle uğraşmak size iyi gelir? Düzenli olarak yaptığınız aktiviteleriniz nelerdir?
Ben içsel motivasyonu yüksek olan birisiyim bu da çevresel faktörlerden çok fazla etkilenmeden ilerlememi sağlıyor. Tabii yüksek motivasyon adına yeni projeler, stratejik işlerle ilgilenmek bana iyi geliyor. Yine operasyonun içinde olmak, business tarafını yakından takip etmek de keyif aldığım ve beni motive eden işlerden. Bununla birlikte yoğun çalışma temposundan fırsat buldukça yüzmeye ya da salonda egzersiz yapmaya çalışıyorum. Seyahat etmek benim tutkularımdan bir tanesi, her fırsatta yeni ülkeler ve kültürler keşfetmeye çalışıyorum. Maalesef geçmişte yaptığım yelken, tenis gibi aktivitelere zaman ayırmam mevcut iş tempomla artık mümkün olamıyor.
- Peki şirket çalışanlarınızın motivasyonunu nasıl sağlarsınız?
Öncelikle çalışanlarımızla yakın olmaya gayret gösteren bir yöneticiyim. Ekip arkadaşlarım ofisimin kapısının her zaman herkese açık olduğunu bilirler Zaten Bel Grup olarak mottomuz ‘’Önce İnsan’ dır. Yine zaman zaman çeşitli kademelerdeki yöneticilerimizle birebiryemeğe çıkar ve onları dinlerim. Bu konuşmalar hem operasyonu daha yakın takip etmemi sağlar hem de karar almamda yardımcı olur. Bununla birlikte ilgili yöneticiye sağlıklı geri bildirimde bulunabilmem için de fırsat sağlar.
Bu anlamda kurum içinde belirlediğim birkaç yöneticiyementörlük de yapmaktayım.
Bir diğer motivasyon aracı da çalışanlarımıza gelişim ve kariyer fırsatları yaratmaya çalışmamızdır.
- Sizce 2014 yılı hızlı tüketim ürünleri sektöründeki firmalar için nasıl geçiyor?
Zorlu bir yıl. Kurların artması ve özellikle ilk yarıyıldaekonomideki - gelişmeler marjların ve karlılığın çok düşmesine yol açtı. Yine kurlara endeksli maliyet artışları firmaları zam yapmaya zorladı ki bu da satışlara bir miktar negatif etki etti.
- Birbirinden farklı alanlardaki tecrübelerinizi göz önünde bulundurduğunuzda, iş yaşamına yeni katılacak olan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Meraklı olmalarını, sorumluluk almaktan kaçmamalarını tavsiye ederim. Mümkünse ilgi alanları ve kişilikleriyle örtüşen bir alanda çalışmaları iş tatmini açısından iyi olacaktır. Son olarak da sabırlı olmalarını,kariyer hayatının uzun bir yolculuktan ibaret olduğunu ve önemli olanın basamakları emin adımlarla çıkmak olduğunu unutmamalarını tavsiye ederim.