hizmetlerimiz_promo

Esra Bozkurt, Groupama İnsan Kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Söyleşiler

Söyleşiler

İK'nın stratejik rolü

"Bir IK'cı olarak, içinde bulunduğunuz sektörün dinamiklerini ve çalıştığınız şirketin vizyonunu, stratejilerini, hedeflerini, önceliklerini bilmez ve sahiplenmezseniz sadece bir uygulayıcı olarak kalırsınız"

Groupama İnsan Kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Esra Bozkurt, Groupama'nın Başak ve Güven Sigorta'yı satın alıp, ana marka çatısı altında birleştirmesinin ardından, son bir yıldır yeniden yapılanma sürecinde aktif olarak görev alıyor. Kariyer öyküsü ve yönetim anlayışı ile insan kaynakları alanında fark yaratan bir yönetici. Oxygen Consultancy Genel Müdürü Tolga Bilgin, İK alanında yarattığı bu fark üzerine Esra Bozkurt ile özel bir söyleşi gerçekleştirdi. Bozkurt'un Türkiye'deki İK uygulamalarına dair iddialı sözler ettiği söyleşiyi Oxygen Telegraph okurları için aktarıyoruz.

Tolga Bilgin: Öncelikle kariyer öykünüzün nasıl şekillendiğini öğrenebilir miyiz?

Esra Bozkurt: 1991 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü'nden mezun oldum. Mezun olduğum dönemde neredeyse tüm arkadaşlarım Bankacılık sektöründe Yönetici Adaylığı (MT) ya da Teftiş Kurullarında Müfettişlik alanında kariyerlerine başlarken ben uluslararası bir şirkette çalışarak kariyer yapmak hedefi ile yola çıktım. Ekonomi mezunu olmama rağmen, insan ilişkilerinde başarılı olduğum inancı ile finansal bir görevde işe başlamak yerine insanlarla iletişim halinde olacağım bir işi yapmayı tercih ettim. 1991 yılı henüz Türkiye'de "İnsan Kaynakları" departmanlarının olmadığı bir dönem... Pek çok uluslararası firma ile görüşürken ve henüz tam olarak hangi işi yapacağımın farkında değilken, görüşmelerimin sonucunda bana Set Group'ta İnsan Kaynakları Uzmanlığı teklif edildi. Hem birlikte çalışacağım yöneticinin vizyonu hem de İK Uzmanı olarak yapacağım işlerin çeşitliliğinin etkisi ile İnsan Kaynakları alanında kariyerime başlamış oldum...

Tolga Bilgin: Burada sorumluluğunuz neydi ve nasıl tecrübeler kazandınız?

Esra Bozkurt: Direkt bağlı olarak çalıştığım yöneticim, İnsan Kaynakları Direktörü idi ve Set Çimento'nun tüm IK'sından sorumlu idi. Özelleştirme dönemi sonrasında tüm Genel Müdürlük ve Fabrikaların yeniden yapılanması, şirketteki tüm IK süreç ve sistemlerinin kurulması önceliklerini oluşturuyordu. Bu aşamada, kendisi ile birlikte tüm iletişim süreçlerinin içerisinde rol alarak yapılan işleri analiz etme ve raporlama görevini yürüttüm. Fabrika ziyaretleri, o dönemde Fabrika Personel Müdürleri ve ekipleri ile yapılan toplantılar, Fabrikalardan gelen bilgilerin konsolidasyonu benim İK alanında genel bir bakış açısına sahip olmamda çok önemli etken oldu.

Tolga Bilgin: Set Group'tan 2 yıl sonra neden ayrıldınız?

Esra Bozkurt: 2 yılın sonunda yöneticim farklı bir şirkete geçti. Onunla beraber gitme planları yaparken karşıma beni heyecanlandıran farklı bir alternatif çıktı. Philip Morris... Philip Morris'in satış ve dağıtım ekibi yeni kuruluyordu. Bu ekibi kuracak, bu ekibin işe alım süreçlerinden başlayarak, tüm İK süreç ve sistemlerini geliştirecek bir IK ekibinin içinde aktif olarak yer alma fikri beni çok heyecanlandırdı.

Tolga Bilgin: Yani bir uluslararası şirketin yerel İK'sını sıfırdan inşa ettiniz değil mi? Bu süreç size neler kattı?

Esra Bozkurt: Evet... Yeni kurulan bir şirketi oluşturan IK ekibinin içerisinde aktif olarak yer aldım. Şu anda geri dönüp baktığımda, ben İK işini Philip Morris'te öğrendim diyebilirim. Philip Morris'te yetenek havuzunda yatırım yapılan kişilerden biri olarak, Türkiye'de ve yurt dışında çok sayıda eğitim ve gelişim programı ile birlikte pek çok projeye dahil olma şansım oldu. Philip Morris'te çalıştığım 4,5 yıl boyunca, o dönemde oluşturulan 2000 kişilik satış ve dağıtım örgütünün işe alımlarından teknik ve kişisel gelişim eğitimlerine, ölçme değerlendirme merkezlerinden  kariyer planlamalarına kadar tüm süreçlerinde yer aldım. Henüz Türkiye'de "yetkinlik" kelimesinin telaffuz edilmediği dönemlerde, biz mülakatlardan performans sistemlerine, ölçme değerlendirme merkezlerinden eğitimlere kadar tüm IK sistemlerimizi yetkinlik bazlı olarak kuruyor ve uyguluyorduk.

Tolga Bilgin: Philip Morris'ten neden ayrıldınız?

Esra Bozkurt: Benim açımdan çok öğretici, oldukça yoğun ve keyifli geçen dört buçuk yılın sonunda, o günün koşullarında Türkiye'de terfi etme şansım olmadı. Yurtdışında çıkan alternatifleri de ben tercih etmedim.

Tolga Bilgin: Sonrasında DHL görevi sizi bekliyor muydu?

Esra Bozkurt: Tam olarak değil... DHL tecrübem biraz tesadüfi olarak ve tahminimden hızlı olarak gelişti diyebilirim. Ortak bir arkadaşımız sayesinde, DHL'in Genel Müdürü ile tanıştım. O dönemde, DHL'deki ihtiyaçlar ve benim tecrübelerim örtüşünce iş görüşmeleri süreci başladı. Hızla devam eden sürecin sonunda, "Eğitim ve Organizasyonel Gelişim Müdürü" olarak DHL'de göreve başladım. Gelişim ve değişimlere açık, kişisel gelişimi ve inisiyatifi önemseyen ve destekleyen bu şirkette, IK alanında öğrendiklerimi uygulayarak bir yılın sonunda IK Direktörü, ikinci yılın sonunda da IK, Değişim Yönetimi, Kalite Yönetimi, Müşteri Hizmetleri'nden sorumlu Direktör olarak toplamda 5,5 yıl keyifle görev yaptım.

Tolga Bilgin: Lojistik sektörünün ardından bankacılık pek de beklenilen bir değişiklik değil. Nasıl gerçekleşti?

Esra Bozkurt: DHL'de her şey çok iyi ve yolunda giderken, fikirlerine ve yönlendirmelerine çok inandığım ve değer verdiğim bir "head hunter" sayesinde, Akbank'taki değişim projesinden haberdar oldum. Bankaların geleneksel bankacılıktan  müşteri odaklı bankacılığa geçiş dönemi... Uzun soluklu iş görüşmeleri sonrasında, Akbank'ta İK'dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladım. Elbetteki çok heyecan vericiydi. Tüm Türkiye'ye yayılmış geniş bir banka ağı, binlerce çalışan, büyük bir değişim dönemi ve bu değişim dönemi içerisinde oldukça önemli bir sorumluluk. Bu değişim döneminde, 4.5 yıl boyunca, ekibim ile birlikte oldukça yoğun ve aktif olarak çalıştık.

Tolga Bilgin: Akbank'tan size böyle bir yönetim görevinin teklif edilmesinin en önemli etkisi neydi sizce?

Esra Bozkurt: Farklı sektörlerdeki uluslararası tecrübemin ve değişim yönetimi de dahil olmak üzere farklı alanları yönetmiş olmamın etkili olduğunu düşünüyorum. Insan Kaynakları iş ve süreçlerini çok iyi bilmekle birlikte, risk almayı sevmemin, değişim dönemlerine kolay adapte olabilerek bu süreçleri yönetebilmemin ve güçlü iletişim becerilerimin de bu pozisyon için tercih edilmemde önemli özellikler olduğuna inanıyorum.

Tolga Bilgin: Ve bu deneyimin ardından başka bir zorlu görev sizi bekliyordu?

Esra Bozkurt: Zorlu görevler benim tercihim... Rutini sevmiyor ve tercih etmiyorum. İçinde olmaktan keyif aldığım projelerde yer almak benim için önemli. Değişim süreçlerinde olan şirketler ve bu değişimi yöneteceğine inandığım yönetimin ve ekiplerin bir parçası olmayı istiyorum. Bu nedenle de, Akbank'tan ayrıldıktan sonraki bir yıllık süreçte çok seçici davrandım.

Bir yılı aşkın süredir Groupama'dayım. İnsan Kaynakları'ndan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladım. Şu anda, IK, Proje Yönetimi, Çağrı Merkezleri ve Direkt Satış'tan sorumluyum. Oldukça hızlı, yoğun, aktif, zorlu ve bir o kadar da keyifli geçen bir yılın içerisinde pek çok değişimi gerçekleştirebilme şansımız oldu. Organizasyonel yapımız ile birilkte, iş sonuçlarımızı etkileyen tüm süreçlerimizi değerlendiriyor ve yeniden yapılandırıyoruz

Tolga Bilgin: Sigortacılık ve emeklilik İK anlamında zor sektörler mi? Nasıl fark yaratıyorsunuz?

Esra Bozkurt: Biz hep şunu söylüyoruz. Baktığımızda piyasada pek çok ürün var, aşağı yukarı herkes aynı şeyleri satıyor, arada farklılıklar olsa da... İnsan yapısı olarak baktığınızda çok yer değiştiren, ekipleriyle başka bir şirkete geçen, bankacılığın da 15 yıl önce yaşadıklarını şu anda yaşayan bir sektör. Zaten o nedenle bence sigorta şirketlerindeki bütün yenilenmelerin pek çoğu bankacılık kökenli yöneticilerle geliyor. Biz de o değişimi yaratmak adına organizasyonel yapı olarak neleri farklı yapabiliriz diye bakmaya çalışıyoruz.

Tolga Bilgin: Peki Groupama'nın Türkiye'ye bakışı ve sektördeki konumu nedir?

Esra Bozkurt:Groupama, Türkiye'deki faaliyetlerine 1991 yılında Güneş Sigorta'nın yüzde 36 hissesini alarak başlıyor. 2006 yılında dönemin en önemli sigorta şirketleri Başak Emeklilik ve Başak Sigorta'yı ve daha sonra 2008 yılında da Güven Hayat ve Güven Sigorta'yı satın alıyor., 2009 yılında da Türkiye'deki tüm faaliyetlerini 'Groupama' ana markası altında birleştiriyor.

Groupama'nın 2010 yılı sonu itibarıyla prim üretimi 745,5 Milyon TL ve Bireysel Emeklilik fon büyüklüğü 621,6 Milyon TL. Bu boyutuyla; elementer, hayat ve bireysel emeklilik branşları toplamıyla Türkiye'nin önde gelen sigortacılık gruplarından birisi. Groupama aynı zamanda, 1.700'ü aşkın özel acentesi ve 1.804 Tarım Kredi Kooperatifi'yle birlikte Türkiye'nin en yaygın dağıtım kanalına sahip sigortacılık grubu. Groupama Türkiye bu prim üretimiyle, Grubun uluslararası faaliyet gösterdiği ülkeler arasında üçüncü sırada yer alıyor.

Tolga Bilgin: Grubun yapısından bahsedebilir misiniz?

Esra Bozkurt: Groupama, 110 yıldır faaliyet göstermekte olan çok köklü bir grup. 2010 yılında 17,6 milyar Euro cirosu ve 16 milyonu aşkın müşterisiyle Avrupa'nın önde gelen sigortacılık gruplarından birisi.

Sigortacılıkla başladığı faaliyetlerini, bugün gayrimenkul, bankacılık ve varlık yönetimi sektörlerinde de sürdürüyor. Groupama; Fransa, İtalya, İspanya, İngiltere, Macaristan, Romanya, Yunanistan, Portekiz, Slovakya, Bulgaristan, Çin, Vietnam, Hong Kong ve Türkiye olmak üzere 14 ülkede faaliyet gösteriyor.

Tolga Bilgin: Bu süreçte hangi aşamaları kaydettiniz?

Esra Bozkurt: Öncelikle, Genel Müdürlük ve Bölgelerimizde organizasyonel yapımızı netleştirdik. Bu yapılanma üzerine şimdi de tüm sistem ve süreçlerimizi değerlendiriyor ve yapılandırıyoruz.

Tolga Bilgin: Sektördeki tecrübenize göre Türkiye'de İK birimleri doğru yönetiliyor mu? Ve size göre İK birimleri yeni dönemde nelere odaklanmalı?

Esra Bozkurt: Hepimizin bildiği gibi, bu konu pek çok toplantı ve konferansta hala tartışılıyor ve de sorgulanıyor. IK Şirketlerde nerede ve nasıl konumlandırılıyor? İdari bir görev mi yoksa stratejik bir rol mü?

Bence, aslında bu biraz da IK yöneticilerine bağlı. Kendimizi, yönettiğimiz ekipleri ve yaptığımız işleri nasıl konumlandırmak istediğimiz ile doğru orantılı. Kendi kariyerim boyunca, hiç idari bir IK görevi üstlenmedim. Bugün burası da dahil olmak üzere, çalıştığım her şirkette IK'nın şirket içerisinde stratejik bir rolü vardı.

Stratejik IK dendiğinde, bugün ile birlikte geleceği yönetmeyi ve de insanlar ile birlikte süreçleri yönetmeyi anlıyorum. Bunları başarı ile yapabilmek için, içinde bulunduğunuz sektörü bilmeniz ve çalıştığınız şirketi tanımanız gerekiyor. Tüm bunlar için de emek ve zaman gerekli.

Bunun sonrasında, şirket vizyonu ve stratejileri paralelinde IK politika ve prosedürlerini oluşturup uygulanmasını sağlayabiliyorsunuz. Bunun olmadığı noktada ise ancak bir uygulamacı olabiliyorsunuz.

Tolga Bilgin: İK yöneticiliğine aday olanlara ne söylemek istersiniz?

Esra Bozkurt: Groupama IK ekibini kurarken, aramıza yeni katılan tüm arkadaşlarıma, "Gerçekten İK'cı olmak istiyorsanız o zaman benimle çalışmayı kabul edin, sonra bana çok çalışıyoruz Esra Hanım, çok detaycısınız, her şeyi sorguluyorsunuz demeyeceksiniz" dedim.

IK'yı yönetmek için pek çok şeyi biliyor ve uyguluyor olmak gerekiyor. Çalıştığımız sektörün dinamiklerini bilmek için meraklı olmak, araştırma yapmak; şirketi tanımak için seyahat etmek, insanlarla iletişim halinde olmak; işe alım yapmak için işin gerekliliklerini bilmek, doğru soruları sormak; IK sistemlerini kurmak için bütünü görebilmek, proje yönetebilmek; performansı yönetmek için hedef ve yetkinlik kavramlarını bilmek, anlatabilmek; eğitim ve gelişim aktiviteleri için ihtiyaçları tesbit edebilmek; bütçeyi yapmak için analitik bakış açısına sahip olmak gibi... Maalesef insanlarla kolay iletişim kurabiliyorum IK'da çalışabilirim demekle olmuyor. 

Tolga Bilgin: Son olarak iyi bir İK yöneticisi nasıl olmalı?

Esra Bozkurt: Biraz önce söylediklerime ek olarak, güçlü bir iletişim tarzına sahip olmak, öngörülü, ulaşılabilir, adil ve güvenilir olmak diyebilirim

ESRA BOZKURT KİMDİR?

1991 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü'nden mezun olan Bozkurt, Set Group Holding'de İnsan Kaynakları Uzmanı, Phillip Morris SA'da İnsan Kaynakları Yöneticisi, DHL'de Eğitim ve Organizasyonel Gelişim Müdürlüğü daha sonra da İnsan Kaynakları ve Müşteri İlişkileri Direktörlüğü görevlerinde bulundu. Bozkurt, Groupama'ya katılmadan önce, Akbank'ta İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyordu. Nisan 2010'dan bu yana Groupama'da İnsan Kaynakları, Proje Yönetimi, Çağrı Merkezleri ve Direkt Satışı'ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürüyor.

Diğerleri