Söyleşiler

Markanın hızına erişebilecek bir İK Yapısı

Oxygen Telegraph'ın bu ayki konuğu Nike Türkiye İK Direktörü Pınar Akkaya, markanın global özelliklerine uygun ve Nike ruhunu çalışma yaşamına adapte edebilecek bir ekibin önemini vurguluyor. Küresel, üstelik Nike gibi yenilikçi ve öncü bir markanı ekibini oluşturmak, özenli bir seçme ve yerleştirme süreci ve İK yapısı gerektiriyor.

Nike 2000'de Türkiye'ye geldiğinden beri nasıl bir grafik izledi? 

Nike Türkiye kuruluşundan bu yana son derece başarılı bir grafik izledi, gerek organik büyüme, gerekse iş hacmi anlamında hedeflerimizin üstüne çıkan bir performans gösterdik. Türkiye ofisi, global olarak da Nike ofisleri arasında başarılı bir ofis. Ekimibizden global uygulamalara benchmark olan birçok proje çıktı ve bu süreç içinde Türkiye ofisi birçok da ödül aldı. 

Bu başarıda mutlaka insan kaynağının katkısı vardır. Eleman seçiminde Nike İnsan Kaynaklari olarak hangi yetkinliklere dikkat ediyorsunuz?

Gerekli olan profesyonel yetkinliklerin yanında, Nike yetkinliklerine de odaklanıyoruz. Çevreye, dünyaya açık olma, perspektifi geniş olma, ekibe uyum, kültürümüzü ve markamızı anlama gibi boyutlara bakıyoruz. Yaptığı işin sadece teknik içeriği anlamında yetkin olan kişilerden daha çok, profesyonel ve bireysel yetkinliklerini doğru birleştirmiş, yüksek gelişim potansiyeli olan kişileri ekibimize katmayı hedefliyoruz. Nike kurum değerlerine uygun şekilde yaşayan, hayatında sporun belli bir yeri olan kişiler başarıyı daha kolay yakalıyor. Ekibimiz son dönemde oldukça büyüdü; bu büyümeyi ekip kültürümüzü ve değerlerimizi koruyarak yapmayı hedeflemiştik ve bunda başarılı olduğumuzu görüyorum.  

Nike'ın hızlı bir imajı var. Tabi perakende de hızlı bir sektör..

Evet, sektörün yapısı da hızlı ve dinamik olduğundan, aradığımız yetkinlikler buna paralel oluyor. Bizde çabuk düşünüp, hızlı aksiyon almak önemlidir. Kendini iyi ifade eden, yeniliklere açık olan ve adaptasyonu yüksek olan kişilerin hem işe girişte, hem de terfi etmede önleri daha açık oluyor.

Peki Nike Türkiye diğer global Nike ofislerinden insan kaynağı açısından ne açılardan farklı. Belirtilen ana özelliklerin dışında neler farklı olabiliyor?

Diğer ülke kültürleri ile kıyaslandığında, Türk insanı esnek ve kolay adapte olabilen bir yapıda. Yüksek bir başarma güdümüz var, bu sonuca ulaşmamıza olumlu katkıda bulunuyor. Yaptığı işe asılan, kolay pes etmeyen bir profil çiziyoruz. Nike Türkiye'de potansiyeli yüksek, işini ve markamızı seven, hızlı ve mücadeleyi bırakmayan bir ekip var. Başarı da bu niteliklerle geliyor.

Nike'taki çalışma ortamı nasıl? Ne gibi farklılıklarınız var?

Ofisimize ilk kez gelen pek çok kişiden hem iş ortamımız, hem de ekibimizle ilgili övgüler alırız. Spor sektörü, sağlıklı yaşam, hareket, pozitif bakış açısı, yüksek teknoloji gibi bir çok olumlu faktörün bir arada olduğu bir sektör. İyi bir iş yapmanın ve insanlara faydası dokunan bir sektörde olmanın mutluluğunu tüm çalışanlarımız yaşıyor. Nike, bir marka olarak tüm dünyada bilinen ve sevilen bir marka. Ofis ortamımızın yaptığımız işi iyi yansıttığına inanıyorum. Bunların yanı sıra, Nike çalışanlarının mutlu çalışmasında çok önemli özellikler olduğunu düşündüğüm esnek çalışma saatleri, rahat giyim, kaliteli bir ofis ortamı ve uluslararası ortamda kariyer imkanları gibi ciddi avantajları sayabilirim.

Nike Türkiye iş gücü planlamasını nasıl yapıyor? 

Sözünü ettiğim gib, ekibimiz özellikle son yıllarda insan kaynağı anlamında oldukça hızlı büyüdü. Bu süreçte hem içerideki yeteneklere yeni görevler verdik, hem de dışarıdan yüksek potansiyele sahip yeni arkadaşları ekibimize kattık. Perakende sektöründe çalışan değişimi özellikle sahada oldukça yüksek seyreder. Nike Türkiye'de ise tam tersi bir resim var; şirket Türkiye'deki kuruluşundan bu yana çalışan arkadaşlarımız çoğunlukta. Planlama tarafında ise, tüm Nike ofislerinin işgücü talebi için kullandığı bir süreç var. Her yılın son çeyreğinde Amsterdam'daki Avrupa merkez ofisimize pozisyon bazında işe alım talebimizi iletiriz. Buradaki ana amacımız, Türk iş piyasasındaki en nitelikli kişileri ekibimize katmak. Bu çerçevede, tüm işe alımımızı danışmanlık firmaları aracılığıyla sağlıyoruz.

Danışmanlık firmalarını seçerken hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?

Mutlaka konusunda yetkin danışmanlık firmalarıyla çalışıyoruz. En önemli nokta, danışman firmanın Nike?in kültürünü iyi anlaması ve sektörü derinlemesine tanıması. Danışmanlarımız bize ne kadar yakın dururlarsa, o kadar iyi sonuçlar alıyoruz. Doğal olarak, bir danışmanın bizden başka müşterileri de var, ancak danışmanlarımız tek müşterileri bizmişiz gibi davranıp, sürece o şekilde ilgi gösterdiği zaman çok daha hızlı ve etkin çalışıyoruz. Danışmanın projeyi yaparken standart yaklaşımın dışına çıkıp, proaktif yaklaşması da bir başka önemli kriter. Çoğunlukla danışmanlarımızı, Nike'ın hedeflediği profilde bir adaya rastladıklarında, bir pozisyon olsun olmasın bizimle tanıştırmaları için cesaretlendiririz; bu tip tanışma görüşmeleri bizim için kesinlikle zaman kaybı değil, aksine birçok başarılı işe yerleştirme bu tip proaktif tanışmalarla gerçekleşiyor. Ayrıca tüm danışman şirketlerimizle belli aralıklarda değerlendirme yapıp, nasıl daha iyiye gidebileceğimizi tartışıyoruz.

Perakende özellikle sahada turnover'ın yüksek olduğu bir sektör. Size bu nasıl yansıyor? Ve bunu önlemek için neler yapıyorsunuz?

Perakende Bölümü'müz tarafından sahada satış yapan tüm çalışanlara ürün bilgisinin yanı sıra görsel perakende uygulamaları, temel satış teknikleri, perakende matematiği gibi konularda düzenli eğitimler veriliyor. Nike Akademi adını verdiğimiz bu uygulamanın geçen ay 13.'sünü yaptık; bu seneye kadar yaklaşık 2000'e yakın yeni mezunu bu programa dahil ettik. Geçtiğimiz dönemde, Istanbul ve Ankara'da Beden Eğitim ve Spor Meslek Okulları ile bir çalışma yaptık ve bu okullardaki öğrencilere mağazalarımızda part time iş olanakları sunduk. Amacımız, Nike mağazalarında sporu ve insan anatomisini bilen kişilerin müşterilerimize hizmet vermesi idi. Böylece, müşterilerimize doğru yönlendirmeler yaparak, aldıkları hizmetin kalitesini artırdık.

Diğerleri